ÇADIR KENT TÜRK OBASI
TÜRK MEDENİYETLERİ MERKEZİ

ÖZBEKİSTAN


Özbek kıyafetleri Özbekistan’da giysiler milli kıyafetlerle paralel olarak gelişme göstermişlerdir. Özbekler, milli kıyafetlerini, ev malzemelerini, renk ve nakışla süslemişler, giysilerinde genellikle özgün renklere önem vermişlerdir... Özbekistan’da dekoratif nakış halk sanatları içinde önemli yer alır. Eskiden nakışçılık sanatı kendi nakış güzelliğiyle, renkler çeşitliliğle ve özgünlüğüyle meşhur olmuştur. Eskiden gelinin çeyizi içine muhakkak üzerine nakış süslenmiş olan kıyafetler girerdi. Kıyafetlerin çoğu aileyi büyüden, nazar değmesinden, koruma fonksiyonunu taşırdı. Damadın evine gelini nakışlarla süslenmiş olan şal altında götürürlerdi. Çift için ayrılmış olan odanın duvarlarını ve yatağı şallarla süslüyorlardı. Bu şalların adı, ”şüzani’’ olup, asıl anlamı “iğneyle dikilmiş olan” demektir. Günümüzde’de bu atalardan kalan adet saklanmıştır. Milli kıyafetler şimdi de orjinalliğini sağlamak amacıyla elle yapılıyor. ............................................................................................................................................................................................. Bir tutku, bir gelenek DOPPİ Özbekistan’da her şehrin doppisi farklı oluyor. Eskiden sadece erkeklerin kullandığı doppı, artık kadınlar tarafından da kulllanılıyor. Doppı sadece geleneksel bir başlık değildir. Özbek halkı için bu şapkaların çeşitli anlamları da bulunmaktadır. Örneğin, bir erkeğin şapkasının başından düşmesi çirkin ve ayıplanacak bir hareket olarak kabul edilir. “Senin başında şapka var mı?” sorusunun anlamı “Sen de erkek misin?” demektir. Klasik erkek doppiları kare şeklinde, siyah kumaştan yapılıyor. Üzerine beyaz renk ile dört adet sivri biber motifi nakşediliyor. Bu şapkaların Hokand, Margilan, eski Taşkent ve Semerkant olarak çeşitli türleri vardır. Zemin ve süslemesi farklı şapkalarda önceleri kuş kanadı motifi kullanılırdı. Çünkü doğu efsanelerine göre, insanın kafasına konan kuşun mutluluk getireceğine inanılırdı. Bu nedenle çocuk şapkalarının çoğu hâlâ kuş tüyleriyle süsleniyor. Çocuk şapkaları ayrıca, değişik nakışları ve resimleriyle de ilgi çeker. Simli kumaştan yapılan şapkaya, çocuğu kem gözden korumak için de bir nazarlık takılır. Hokand şapkaları “Okpar” ya da “Beyaz kanat” olarak adlandırılır. Kadın doppıleri ise bir çiçek bahçesinin göz alıcı renkleriyle süslenir. ............................................................................................................................................................................................ Genç kız kıyafetleri Ülkede bedene giyilen elbiseye “köylek’’ deniyor. “v” yakalı , iki parçadan oluşan elbisenin üst kısmı vücuda oturacak şekilde , alt kısmı boldur. Etek uçlarına bir sıra fırfır dikilerek süslenir. Yaka , ince plilerle hazırlanır. Kollar bileğe doğru bollaşarak el üzerine kadar iner, uçları yine ince plilerle süslenir. Elbisenin boyu da ayak bileği hizasındadır. Nimçe Köylekin üzerine giyilen kısa yeleğin adıdır. Düz ipekli kumaşlardan veya kırmızı kadifeden dikilir. Yakası “v”kesimli, vücuda oturacak şekilde hazırlanan nimçenin boyu bele kadardır. Eskiden üzeri zincir işi (suzeni) ile işlenirken günümüzde farklı kumaşlarla stilize formlar aplike edilerek ya da boyanarak süslenir. Nimçelerin uzun dikilenleri de vardır. Alta “ lazım’’ adı verilen pantolon dikilir.Köylekin kumaşından hazırlanır. Normal genişliktedir. paçalara doğru daralır. Uçlarına aynı kumaştan ince bant geçirilir. Lazımın boyu ayak bileği hizasındadır. Ayağa etik (çizme) veya topuklu ayakkabı “tufli’’ giyilir.Saçlar birden fazla örülür. Başa zincir işi (suzeni) veya goblen işlemeli doppi giyilir. Sim iplerle dokunmuş kumaşlardan dikileni genellikle gelinler tarafından kullanılır. Ve “tes kalpak’’ adını alır. Bu başlıklar yaklaşık 5 cm. yüksekliğinde ve kare formludur. Kadın kıyafetleri Evli ve yaşlı kadınların elbiseleri de atlas kumaşlardan dikilir. “Hatun libası”olarak adlandırılan elbisenin önü göğse kadar açık, robalı ve ceket yakalıdır. Kollar normal genişlikte, bileğe kadar açık, robalı ve ceket yakalıdır. Kollar normal genişlikte, bileğe kadar uzundur. Bol olan elbisenin boyu diz altına iner. Alta yine lazım giyilir, modeli aynıdır. Evli kadınlar saçlarını bir veya iki örük yaparlar. İşlemeli saç bağı “cemelek”ile süslerler. “Sırga”adı verilen küpeler, “nazgerdan”gerdanlık ve “zibi gerdan” kolye kullanılır. Özel günlerde ve gösterilerde ise “tillekaş2adı verilen taç başa takılır. tillekaş üzerine ince ipek örtü “rumal” örtüdür. Altından yapılan bu aksesuarlar günümüzde yapılmamaktadır. ......................................................................................................................................................................................... Gelenek- görenek ve İnançlar Dünyadaki her halkın kendine ait gelenek ve görenekleri olduğu gibi Özbeklerin de kendine ait olan adetleri vardır, Bu adetlerin çoğu eskiden beri yapılagelmektedir. Özbek Türkleri kendi örf ve adetlerini çok iyi bir şekilde korumuşlardır. Hâlâ da sıkı sıkıya sarılmaktadırlar. Son derece sakin fakat alışkanlıklarından taviz vermeden hareket etmekteler. Özbek Türkleri halk inançları Türkiye Türkleri halk inançlarına doğal olarak çok benzemektedir. Derlenen malzeme hayatın önemli safhalarına göre tasnif edilecek olursa: Selamlamak Hal Hatır Sorma Özbeklerde edep insanlara çocuk yaşta kazandırılır. Özbeklerde selam, “Selamün Aleyküm” diyerek genç tarafından yaşlıya, sağ el göğüsle kalbin üzerine konularak verilir. Selam vermek ve almak sevap sayılır.“Selamlaşma hayata muhabbeti arttırır.” “Selam ruhu tetikler”denilir. Selamlaşan kimseler matemli yerlerde tanıdıkları ile el vererek selamlaşırlar, hasta ziyaretinde de tokalaşmadan selamlaşılır. Özbeklerde selamlaşmak adabın bir hükmüdür. İnsan tanımadığı bir kimseyi de selamlamalıdır. “Selam Allahın borcudur.” İnancı vardır. “Selamlanın sevap alır” Özbekler selamlaşırken, genellikle “Assalamu alaykum”, “Salamaleykum” ve de “Salam, yahşimisiz ?” Selamlaşmadan sonra hal hatır soruyorsunuz. Mesela, “İşleringiz, sağlıklarıngız yahşimi?”(İşleriniz, sağlıklarınız iyi mi ?), (Çocuklarınız nasıl ?). Özbekler hal hatır sormayı çok severler. Hal hatır sormak, tanıdık kişi ile samimi veya tanıdık olmayan kişi ile de ilgilenmek için yapılır. ........................................................................................................................................................................................... Sofra kültürü Bazı yemek tariflerinin yüzyıllar öncesinden kaldığı geleneksel Özbekistan mutfağı, girek artan çeşidiyle dünya mutfaklarında özgün bir yer ediniyor. Özbekistan mutfağı’nın en ünlü, en lezzetli bölümünü hiç kuşkusuz pilav oluşturuyor. M.Ö. 4. yüzyılda, Büyük İskender zamanından bu yana yapılan, her bir aşçının kendi bulduğu bir özelliği ekleyerek zenginleştirdiği ve bu nedenle bir “sanat” diye nitelendiren pilavın pişirimi, bölgeden bölgeye değişiklik gösterse de, hepsinin ayrı bir lezzeti, ayrı bir özelliği bulunuyor. Pilav yapımında ana malzemeler değişmiyor. Yani, pirinç, et, yağ, havuç, soğan ve çeşitli baharatlar bütün bölgelerde kullanılıyor. Bölgesel özelliğine göre ise içine ayva, kuru üzüm ve çeşitli sebzeler ilave edilebiliyor. Özbekistan’da her erkek bu pilavı pişirmeyi biliyor. Eve misafir geldiğinde, pilav mutlaka evin erkeği tarafından yapılıyor. Bu değişmez ve çok makbul bir gelenek. Özbekistan’da pilav pişirmek için özel yerler de bulunuyor. “Çayhane” denilen bu yerlere malzemelerle gidiliyor. Pilav büyük kazanlarda pişirildikten sonra, orada yeniliyor. Çayhaneler, özellikle kalabalık misafirlerin ağırlandığı yerler. Bu gelenek Özbekle’in yaşamında çok önemli bir yer tutuyor. Çayhane’ye gidiş bir şölen, bir piknik gibi yaşanıyor. Pilavın pişirilmesi, yenmesi ve masabaşı sohbetleri sabahtan akşama kadar sürüyor. Özbekistan pilavının yanında genellikle “yeşil çay” içiliyor. Bu çay fabrikalarda özel olarak işleniyor. Tansiyon düşürücü ve dinlendirici etkisi olan çayın rengi, adı üzerinde ; yeşil... Özbekistan’da sofra adabına da çok önem veriliyor. Örneğin ailenin en büyüğü sofraya oturmadan yemeğe başlanmıyor. Yemek bittiğinde, yine ailenin büyüğü tarafından dua ediliyor. Özbekistan’da sofrada sohbet etmek çok yaygın bir gelenek. Hele eve konuklar gelmeşse sofra toplanmadan saatlerce sohbet edilebiliyor. Bu, konuklara duyulan saygının, misafirperverliğin bir göstergesi. Eve gelen konuklara mutlaka yemek çıkarılıyor, zengin bir sofra hazırlanıyor. Bu hiç değişmeyen bir gelenek. Düğünlerde ve özel günlerde gelen yakın akrabalar uğurlanırken, o gün onlara ne ikram edilmişse, aynısından küçük bir paket yapılıp yanlarına veriliyor. Özbekistan mutfağındaki bir diğer özellik ise, meyve ve tatlı servisinin yemeklerden sonra yapılmaması... Meyve ve tatlı yemeğin en başında servis yapılıyor ve bütün sofra boyunca orada kalıyor. Özbekistan’da komşuluk ilişkileri ve insanlar arası dayanışma o kadar gelişmiş ki, evde ne yemek pişmişse mutlaka en yakın komşuya birkap veriliyor. Bu durum, dini bayramlarda daha da artıyor. Oldukça fazla yemek yapılıp bütün komşulara dağıtılıyor. Bu yemeklerin en başında ise, tabii ki pilav geliyor...
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol